30 Ekim 2012 Salı

Modern zamanın köleleri…


Modern zamanın köleleriyiz hepimiz , evet kölelik bitmedi sadece özgür olduğumuzu sanıyoruz. Bilincimizin o kadar derin noktalarına ektiler ki bu tohumları ve öyle inandık ki. Eski çağlarda sahipler kümes bile olsa barınmalarını sağlar , yemeğini verir suçlarını ise kırbaçla cezalandırırdı kölelerinin.Şimdi ise tüm bunlarla uğraşmaktan kurtuldular iplerimizi gevşetip sokağa saldılar.
Pazarlarda satılmıyoruz evet , ama kendi sahibimizi kendimiz buluyoruz. Üstelik ödemede yapıyor bu yeni sahipler , yaptıklarınızın karşılığı olarak. Ama bir problem var sanki değil mi ?. Sabahın köründe bir çalar saat ile uyanıp yazın sıcağın da tıklım tıklım dolmuş olan belediye otobüsüyle işinize gidiyorsunuz. Kimimiz gece yarısı dönüyor evine kimisi sofraya anca yetişiyor. Özgürüz artık paramızı kazanıyoruz , hem hayaller de kurabiliyoruz artık geleceğe dair ,gerçeleşmeyecek olan hayaller. Evet , siz sıcaktan tişörtünüz teninize yapışmış bir şekilde koştururken , adına çalıştığımız insanlar ise her yıl değiştirdiği klimalı aracının içerisinde ilerliyorlar hedefe ulaşmak için çıktığımız bu yolda.
O kadar inandırıldık ki , hiç bir o zaman onlar gibi olamayacağımızı göremiyoruz. Sahip olmak için bencil olmak lazım , sonra da kar lazım tabii ki , kar etmek için ise sömürü. Eh dünya’da milyarlarca köle olduğunu düşünürsek aslında çokta zor olmasa gerek.
Gençliğimizi , güzelliklerimizi bırakıyoruz bu yolda , teker teker kayıyorlar parmaklarımızın arasından. Daha iyi bir mevki daha çok para daha iyi bir araba için hepsi. Dostun kara günde arkasını dönmesiı , insani değerin bir anlamının kalmaması bu yüzden hep. Hırsımız , aç gözlülüğümüz fesatlık doldurdu kalplerimize kanser gibi yayıldı. Yeni sahiplerimiz öyle umutlar serpti ki üzerimize kabullenip boyun eğmekten başka bir seçenek kalmadı.
Ya işte böyle ; şimdi yarın kalkın otobüsle yada uğrunda kendinizden ödün verip aldığınız arabanızla işinize gidin. Çalışın , çabalayın , daha yükseklerde devam edin bu yolda ama unutmayın bunlar için nelerden vaz geçtiğinizi. Bir kaçış yolu yok, hepimiz bu yolda ilerlerken gençliğimizi , güzelliklerimizi , masumiyetimizi vermek zorundayız ki onlara yetişemesekte yolda telef olmayalım.